13 Eylül 2021 Pazartesi

Pasaj XIII


 

İçten içe hayatımdan daha doğrusu kimsenin memnun olmadığı hayattan ben de şikâyet ediyorum, olmam gereken yerde bir türlü olamadığımı hissettiğimden, yıllar geçse de hiçbir şeyin değişmediğinden. Yeni gelen yıl da bir kere daha ispatladı bunu bana. Eski şairleri, günümüz yazarlarını düşünüyorum. Herkesin hayatı çok zordu ve zor hep biliyorum, içimde biriktirdiğime inandığım eserleri hiç veremeyeceğim artık diye korkuyorum. Otuzlarıma kadar böyle değildim, hep bir ümidim vardı, bir gün muhakkak tüm zamanımı kitaplara ayıracağım, belki bir yere kapanacağım, sürekli okuyup, yazacağım. Sürekli çalışacağım kitap yazma konusunda diye. Ama otuzlardan sonra o ümit gittikçe azaldı. Azalmaya da devam ediyor her sene biraz daha, biraz daha derken bir zaman sonra belki de hiç kalmayacak o kuru ümit. Hele dünyada bunca yaşananlardan sonra, artık o hayata hiç kavuşamayacağımı biliyorum, gerek maddi ve manevi. Küçüklüğümden beri işçiydim, hep de işçi olarak kalacağım, hatta bir işçi gibi öleceğim. Bir yazar gibi değil. Yayımlama cesaretini gösterdiğim o cesur zamanlarım da çok eskilerde kalmış gibi. Muhtemelen harika bir eser bile yazsam artık hiç yayımlayamam, o cesaretim ciddi derecede kırıldı. Bildikçe uzaklaşıyorsun her şeyden, umuttan, insanlardan, hayallerden. Bir yokluk kalıyor geriye, bir de baş edemediğin gerçekler. Bildikçe cesaretin yeniliyor, eskilerde kalan daha cesur günlerini cehaletle suçluyorsun. Otuzlardan sonra böyle olgunlaşıyor insan demek, her şeyin daha bir bilincinde ve her şeyin daha da bir uzağında, çoğu zamanda kıyısında hissediyorsun, hiçbir şeyin ortasında hissedemiyorsun, olman gereken yerde olamayacağını artık biliyorsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder