27 Ağustos 2019 Salı

Pasaj XII


Dokunduğu yeri kirletiyordu insan çünkü tek kirli olan yeri elleri değildi. İçinden gelen siyahlık tüm dünyayı sis bulutuna, toz bulutuna çevirmişti. Gözünü kırpmadan yavrusunun gözleri önünde annesine kıyabiliyordu, acımadan canlı düşmanı olmuştu, içinde barındırdığı tüm duyguları ölüydü çünkü. İçindeki vahşeti bir türlü doyuramıyordu, hep daha fazla, hep daha kötüsünü, daha fecisini istiyordu. Yaşamak için gerekli olan her şeyi de düşünmeden katlediyordu, kendi yaşamına lazım olacak olsa bile. Kendine ördüğü kirli dünyasındaki ağlarda insan utanmadan, çekinmeden ve en önemlisi yüreği hiç sızlamadan tüm bu olanları yayımlayabiliyordu, duyarsızlığı aşmış, hadsizliğine isim bulunamıyordu. Kimileri kendi içinde kaybolurken, kimileri birilerinin bıraktığı boşluklara yuvarlanıyordu, kimileri de kendi kötülüğünde ölüyordu, dünyaya çirkin, kötü, kara biz iz bırakarak. 

Tüm bunları bilmek, bilmekten de öte yaşamak insanı kilometrelerce tiksindiriyor.



Yirmi Yedi Ağustos İki Bin On Dokuz
13:00

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder